Hüseyin’i beklerken
2 Kasım Pazar Saat 13:00, güzel bir hava, başımızda güneş, yüreğimizde ışık Ortaköy’de Hüseyin Ürkmez’i bekliyoruz. Her zamanki gibi denizden gelecek … Hüseyin ’ i alkışlarla karşılıyoruz, az yol gelmedi hani, dile kolay neredeyse 1.500 km kürek çekerek 3 ayın sonunda varıyor Ortaköy’e. Hedef 2 aydı,demek evdeki hesap Karadeniz’de tutmuyor. Aslında son yazımda belirttiğim gibi Hüseyin 3 gün öncesinde tamamladı turunu; 3,5 m’lik sandalıyla akıntıya karşı hava ve deniz koşulları elverdikçe yol alabilen Hüseyin, temkini ve proje bitene kadar denizde olma olasılığının verdiği sorumluluğu hiç bırakmadı.
Kıyı kıyı kürek çekerek ilerledi, amacımız Çernobil ’i yaşamış hafızaları biraz canlandırmak, kamuoyunda farkındalık yaratmaktı . Karadeniz’in doğusu Hopa’dan başlayarak batıya doğru bir hareketlenmenin başladığına Yeşil Gazete köşelerinden sizler de şahit oldunuz.
Yazılarımdan birinde bahsettiğim gibi Hüseyin Karadenizli’nin gündelik konuşmasına girdi, kahvaltı sofralarında, kahvehanelerde, akşam muhabbetlerinde konu oldu, gazeteyi açtıklarında Hüseyin yine karşılarındaydı, Belediye Başkanları bile onu ya makamlarında ağırladı ya da bizzat denizden gelişinde karşıladı; mesela bu sayede Giresun Belediye Başkan Vekilinin de nükleer santral istemediğini, yenilenebilir enerjilerden yana olduğunu öğrendik, siz de okudunuz. Şu bir gerçek ki yerel basın ulusal basından çok farklı olarak ilgi gösterdi Hüseyin’e ama, biz bu durumu oradaki sivil toplum örgütlerinin, çevre derneklerinin baskı gruplarının varlığına dahası ağırlığını koymasına borçlu olduğumuzu da biliyoruz .
Son yazı vesilesiyle Hopa -Artvin-Trabzon-Rize-Giresun-Ordu-Fatsa -Samsun-Gerze –Sinop-Kastamonu-Amasra- Zonguldak’a bu bayrak yarışındaki emekleri için ilgili her yazımda arz ettiğim gibi yineliyorum; Teşekkürler!
Hüseyin Ortaköy İskelesi’ne sandalını bağlayıp yanımıza geldikten sonra karşılama etkinliği Karadeniz’in hemen her il /ilçesinde hitabette sadece isim değişikliği yapılan ancak içerikte aynı olan tek basın açıklamasının okunmasıyla başladı (Basın açıklamasına buradan ulaşabilirsiniz).
Basın açıklamasından sonra Hüseyin’e gelen birkaç sorudan biri neden kas gücüyle,fiziksel güce vurgu yaparak bu mesajı vermek istediğimizdi, aslında bu sorunun cevabı basın açıklamasının içinde yer alsa da ben Nukleersiz.org & Yeşil Düşünce Derneği adına iki noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Her ne kadar ana sebep bir insanın kendi fiziksel gücüyle “zor”u başarması üzerinden akıntıya kürek çekmek kadar zor olan iktidar hesaplarına sembolik tepki göstermekse de bir diğer sebep sıradışı bir eylemle dikkatlerin çekilebileceğini, şekil itibariyle de etkili olunabileceğini düşünmemizdi..
Teneke Trampet ile ortam şenlendi
Basın açıklamasından sonra Yeşil Düşünce Derneği tarafından nükleer santrallerin Akdeniz’de yaratacağı olumsuz etkilere dikkat çekilerek 6 Kasım tarihinde gerçekleştirilecek panelin duyurusu yapıldı. Panelin detaylarına buradan ulaşabilir, izleyici olarak katılabilirsiniz.
Tüm açıklamalardan sonra söz yerini müziğe bıraktı ve Teneke Trampet bize şarkılarını teknolojiden arınmış kanlı canlı olarak seslendirdi . Eylemin “Nükleer santral istemiyoruz güneş ,rüzgar bize yeter” nidalalarından geleceğe dair umut bağlayan bir çift evlenmeye karar verdi; bize de düşen, çifte“nükleersiz bir gelecek” dilemek oldu. Nükleerli bir gelecek olur mu ki zaten? Fukuşima’ ya, Çernobil’e bakmak yetmez mi? Hele ki ülkemizde sadece bu yıl içerisinde denetimlerin doğru ve tarafsız yapılmaması neticesinde Soma’da 301 işçimiz, Ermenek’te de 6 ay sonra 18 işçimiz (resmi rakamlarla) can vermişken… hiç denenmemiş son derece riskli, geleceğimizi bile ipotek altına alan teknolojilerin ülkemizde hem de başka bir ülkelere zimmetleyerek kurmak reva mı? Kaldı ki süreçlerini disiplin içinde yöneten Japonların bile “maymun da ağaçtan düşer”atasözüyle açıklanabilecek daha 3,5 yılöncesinin Fukuşima müsibeti bin nasihattan öteyken …
Etkinlik, Hüseyin’i annesiyle karşılamaya gelmiş olan küçük bir kız çocuğunun, Nazım Hikmet ’in Hiroşima’ya atılan atom bombasından ölen çocuk için yazdığı pek çok dilde tercümesi bulunan Kız Çocuğu adlı şiirinden bir dörtlük okumasının ardından Nükleersiz.org ve Yeşil Düşünce Derneği olarak Hüseyin’e çiçekli teşekkürlerimizle son buldu .
Biz bir taş attık, attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değdi mi bilemiyorum, aslında kurbağa ürktü mü onu da bilemiyorum, tek bildiğim taşın yere çarpınca ses çıkardığı… sanki daha çok taş atmalı!
Emeği geçen herkese teşekkürler !
#KurekleKaradeniz toplu yazılarını Yeşil Gazete arşivinden ve http://nukleersiz.org dan okuyabilirsiniz
Pınar Demircan
(Yeşil Gazete)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder