13 Ağustos günü, yani Cumhurbaskanlığı seçiminden iki gün sonra yola çıkarak Trabzon’a uçan ve yorgun argın Hopa’ya ulaşan Hüseyin’i Hopalılar karşıladı. Sandalının yanına vardığında Hopalı çocuklar için kendi yokluğunda bir cazibe merkezi olduğunu anlaması güç olmayacaktı. Hopa’ya dönmüş olduğu günü önündeki uzun seyahat için enerji toplamak için değerlendiren Hüseyin, böylece 14 Ağustos sabahı fotoğrafta gördüğünüz haliyle sandalını tertip ederek yola koyulabildi. Sabah 10:00’da küreklere asılmak suretiyle akşam 20:00’ye kadar Hopa-Fındıklı mesafesini gidip toplam 20 mil yapan Hüseyin’in söylediğine göre sahili insanların yüzmesine elverişli deniz çarşaf gibi önünde uzanıyordu. Akşam 20:00’de konaklamak üzere sandalını Fındıklı sahiline çektiğinde ise acı bir manzarayla karşılaştı. Dereden gelen paslı bir teneke ufak bir çocuğun ayağının ciddi olarak kesilmesine yol açmıştı. Telefonda konuşurken dahi üzüntüsünü anlamam güç olmadı onun deyimiyle “caart”diye gitmişti çocukcağızın ayağı…
Akşama güleryüzlü insanların evinde konaklayacaktı, mısırdan ve balıktan zengin bir sofra onu bekliyordu. Ceylan Ailesi’ne, nükleer santrallerin insan sağlığına ve çevreye vereceği zarara dikkat çekmek üzere Karadenizi boylu boyunca kürekleyerek geçme projesine sunduğu katkıdan dolayı yürekten teşekkür ederiz.
Hüseyin’i bu linkten takip edebilir , benim gibi gece 02 :00’de de kürek çektiğine şaşırarak şahit olabilirsiniz. Kıyısında kurulacak bir nükleer santralin bir kaza olmasa dahi Karadeniz ve çevresine, özellikle bölgede insan sağlığına vereceği zararı Çernobil’i anarak bir kez daha düşünme zamanı… Hüseyin’in küreğinin denizi usulca yalamasına benzemez radyasyon, yutuverir şimdiyi ve gelecek zamanı alacasına karanlığında.
Projeye fonlabeni üzerinden katkıda bulunabilir, yerinizden kalkmadan nükleersiz bir Türkiye için bir kürek de siz atabilirsiniz..
(Yeşil Gazete)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder