Rus Bilimsel İnceleme Kurulu (Glavgosexpertiza),dünyanın ilk yüzen nükleer santrali (floating nuclear power plant(FNPP)) Rosenergoatom’a ait Akademik Lomonosov’un testlerden başarıyla geçtiğini ve 2019 yılındaenerji üretimine başlaması için 9 Aralık 2017 tarihinde onay verdiğini duyurdu.
Rosenergoatom Şirketi, Türkiye’nin ilk yüzen nükleer Santrali olması öngörülen, toplumsal muhalefete rağmen kurulmak istenen Akkuyu Nükler Santrali’nin en büyük ortağı ve operasyon için yetkili taraf olan Rosatom Şirketi’nin de bir yan kuruluşu. Bu nedenle Akademik Lomonosov’un inşasından bugüne geçirdiği süreç, Türkiye ve Rusya arasında imzalanan Hükümetlerarası anlaşma sonrasında İnşa et-Sahiplen-Üret(BOO) modeliyle Akkuyu’da nükleer enerji üretmesi için görevlendirilen Rosatom’un iş yapma kültürüne dair önemli ip uçları veriyor.
Adını ünlü Akademisyen Mikhail Lomonosov’dan alan yüzen santralde, her biri 35 Megawatt kapasitesinde 2 reaktör ve buhar jeneratörleri, reaktör soğutucu pompalar, ısı eşanjörleri, basınçlandırıcılar, valfler ve boru hatları bulunuyor. 200 binnüfuslu (bazı kaynaklara göre 100bin) bir kentin elektriğini 40 yılboyunca sağlaması öngörülüyor.
2019 yılı itibariyle elektrik üretmesine onay verilmiş olan Akademik Lomonosov için öngörülen plan, halihazırda inşaatına devam edilen 5 Milyon nüfuslu St Petersbourg* şehrinden kargo gemileriyle çekilerek 2018 Kasım ayında Rusya’nın Pevekşehrine ulaştırılması. Motorsuz olduğu için çekilerek ilerleyen platform üzerindeki santral, Rosatom’un operator şirketi Rosenergoatom tarafından yapılan açıklamaya göre 2018 yılının Mayıs ayına kadar Kola Yarımadası’ndaki Murmansk’a götürülmüş olacak ve Ekim ayında yakıt ikmali yapılarak Kasım ayında tekrar yola çıkacak.
Akademik Lomonosov yolculuğunun ikinci ayağında ise Pasifik Okyanusu’nda yine kargo gemileri tarafından bu kez 6000 kilometre çekilecek. Bu yılın sonunda Pevek şehrinde ömrünü tamamlayıp kapatılacak olan Bilibino Nükleer Santrali’nin** reaktörlerinin yerine elektrik üretimine başlayacak .
Norveç’te halk tepkili!
Fakat Akademik Lomonosov’un Murmansk’a götürülmesi için Rosatom’un Norveç Hükümeti’nin şartlarına uyması bekleniyor. Zira Norveç halkı kaza, radyoaktif sızıntı , olasılıkları ve güvenlik endişeleri nedeniyle platformun Baltık Denizi’nden geçmesine ve Norveç’in etrafını dolaşmasına uzunca bir süredir itiraz halinde.
Norveç Dış işleri Bakanlığı sözcüsü Marit Barger Roslandgeçen sene Haziran ayında yüzen platformun yakıt yüklenmiş olarak Norveç’in etrafından geçirilmesini istemediklerini bir basın toplantısıyla beyan etmiş, bunun üzerine Temmuz ayında Rosatom yetkilisi Aleksey Likhachev de reaktörlere yakıt ikmali yapılmadan platformun Murmansk’a geçirileceğine dair açıklama yapmak zorunda kalmıştı fakat, Likhachev’in bu sözünü tutması konusunda bazı şüpheler de yok değil. Zira Rosenergoatom’un bir diğer açıklamalarına göre yüzen santralin testlerine de St Petersbourg’dan ayrılma ve Murmansk’a ulaşma sürecine kadar ve sonrasında 1 yıl daha devam edilmesi gerekiyor .
Çevresel Riskler!
Akademik Lomonosov’un yakıt yüklü iken denizden geçirilmesi çevresel riskleri de beraberinde getiriyor. Özellikle en büyük ise endişe santralde çok fazla miktarda radyoaktif enerji üretilmesi ve bunun bir sızıntıya sebebiyet verebilecek olması yönünde .
Uzmanların açıklamalarına göre Akademik Lomonosov’unenerji üreteceği Kamçatka Yarımadası’nda sismik hareketlilik de mevcut. Deprem ve onun tetikleyeceği bir tsunami, yüzen nükleer santraldeki atıkların da denize ve dolayısıyla ekosisteme yayılmasına sebebiyet verebilir. Platformun dolayısıyla reaktörlerin “terör” yaratmak amaçlı saldırılarına açık olması ise bir diğer endişe konusu.
Astarı yüzünden pahalı!
2006 yılında reaktör inşasına başlanan Akademik Lomonosov’un 2013 yılında üretime başlayacağı öngörülmüş fakat, inşaata başlanmasından tutun da tamamlanmasına kadar hesaplar şaştığı gibi maliyetler de bu zaman zarfında 140 Milyon Dolar’dan 740 Milyon Dolaraçıkmış bulunuyor.
Bütün bu yukarıda yazılanları özetlersek Rosatom’un yüzen projesi kendisini batırabilir de! Nitekim başlarda 200 bin (bazı kaynaklarda 100 bin)kişilik elektrik ihtiyacını 40 yıl boyunca karşılamayı hedefleyen proje iş takviminin 10 yıl gerisine düşmüş ve halihazırdaki maliyeti de hesaplanmış ilk maliyete göre 5 kat artmış görünüyor, üstelik üretim yeri bile plana göre 2 defa değişmiş. Plansızlık ve öngörülemezliklerin içinde boğulan bu projeler bir de 70 Megawatlık üretim için değer mi sorusunu akıllara getirirken bu enerjinin bedava verilmeyeceğini satış fiyatının da olacağını hatırlatalım.
Sorular, sorunlar…
Kuşkusuz nükleer santraller sözkonusu olduğunda hiç bir maddi karşılık ile değeri hesaplanamayacak,tolere edilemeyecek önemde ve geri dönülemez şekilde çevrenin ve canlı yaşamının radyasyona maruz kalması sorunların bir diğer boyutunu oluşturmaktadır. Mamafih, yüzen bir nükleer santralin gezici ve dış tehditlere daha açık bir felaket ihtimali barındırması,batması ihtimali ürkütücüdür. Bu nedenlerle yüzen bir nükleer santral dünyayı ilgilendiren bir çok soruyu da beraberinde getirmektedir. Örneğin kaza/sızıntı/batma halinde acil eylem planları var mıdır? Atıkları ne yapılacaktır? Bununla beraber tehlikeleri açısından normal bir nükleer reaktör 700- 1200 Megawatt kapasiteli iken platformda 35 Megawatt kapasiteli reaktör küçük görülebilir ancak, bu vesileyle hatırlatalım: uzmanlar altını çiziyor düşük doz radyasyon yoktur yani radyasyon sözkonusu olduğunda dozun düşük olması tolere edilebileceği anlamına gelmemektedir.
* Akademik Lomonosov’un inşa edileceği yer 2007’de Severodnisk iken şirket kararıyla 2008 yılında inşa süreci Baltık Denizi’ne kıyısı olan turizmi ile ünlü St Petersbourg’a alınmıştı.
**Bilibino Nükleer Santrali’nin reaktörleri 1974-1976 yılında devreye alınmış olan her biri 12 Megawatt kapasiteli toplam 4 adet hafif su soğutmalı (light water graphite moderated reactor) Çernobil tipi reaktörden oluşuyor.
(Bellona, Power technology, Yeşil Gazete)
Pınar Demircan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder