Akkuyu Nükleer Santrali Projesi’nin hayata geçirilmesi için özellikle Çevre Etki ve Değerlendirme(ÇED) RaporununÇevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmasını izleyen süreçte sivil toplum çok çeşitli hukuksuz uygulamalara maruz bırakılıyor.
Halkın katılımı toplantılarının yapılmamasından 3000 sayfalık ÇED raporunun ikinci başvurusu başladıktan 1 ay içinde Rus Devlet Başkanı Putin’in ziyaretine denk getirilerek onaylanması ilk etaptaki bazı örnekler. Bu uygunsuzlukların karşısında çözümsüz kalan sivil toplumun da yargıya başvurma eğilimi arttı. ÇED’in onaylanmasının akabinde 3000 itiraz dilekçesi verilerek, sivil toplum tarafından çok çeşitli davalar açıldı. 2015 yılından bugüne dek geçen süreçte deneyimlenen bilirkişi incelemeleri ve ÇED’e methiye niteliğindeki değerlendirmeleri ile ÇED’in iptal edilmesi için girişimler bir şekilde karşılıksız kaldı. Hatta en son yürütmenin başı olarak Cumhurbaşkanı, bugün henüz sonucu açıklanmamış olan ÇED iptal Davasının öncesinde açıkça yargı kararına müdahale niteliği taşıyan bir beyanatta bulundu.
“İncelemeksizin ret”in reddine…
Benzer şekilde 7.09.2016 tarihinde önlisans davası da Ankara 12. İdareMahkemesi tarafından, önlisansın dava edilemeyeceği gerekçesiyle “İncelenmeksizin Ret” edilmişti. Akkuyu önlisansın iptal davasında Davacı Vekil Av. İsmail Atal’ınverdiği bilgiye göre kararın yeniden değerlendirilmesi talepleri Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından haklı bulundu ve yerel mahkeme Ankara 7. İdare Mahkemesininkararını “kesin” olarak kaldırdı. Böylece Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin , davanın esası üzerinden dava dilekçesinde ortaya konmuş olan hukuki gerekçeleri ve nükleer santralin tehlikelerinin değerlendirerek yeniden bir karar vermesi gerekecek.
Bu arada Akkuyu için sürecin son aşama olan inşaat lisansı verilmesi aşamasına geldiğini hatırlatalım. Üretim lisansı ise geçen sene Şubat ayında verilmiş mart ayında ise inşaat lisansı için başvuru yapılmıştı. Önlisans ise 2015 yılında 3 yıl boyunca Akkuyu Nükleer santralinin kurulmasına yönelik inşaat lisansının alınması dahil tüm gerekli hazırlıkların yapılması için 3 yıllığına verilmişti.
Bu karar diğer enerji projeleri için emsal niteliğinde
Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu bu karar yalnızca nükleer santrallerin tehlikesine karşı ses çıkarmayı dava açmayı haklı görmekle kalmayacak, ekolojik yaşamı ipotek altına alma ihtimali bulunan termik santraller ve HES’ler gibi enerji tesislerine karşı önlisans iptal davası açabilmeye de emsal teşkil edecek.
(Yeşil Gazete)
Pınar Demircan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder