Son günlerde dünyanın gözünü kırpmadan izlediği Harvey ve Irma , durumu henüz kavramamış olanlara itinayla anlatmayaçalıştı . Fırtınaya karşı sokağa çıkıp silah sıkanlar olsa da genel olarak dünyadaki koşulların çok acil önlemler alınmadıkça eskisi gibi olmayacağı anlaşıldı. Acil önlemlerin içerisinde iklim değişikliğinin temel nedeni olan sera gazı emisyonlarını arttıran fosil yakıt kullanımının azaltılması ve bu çerçevede bir dizi ekolojik soruna yol açtığı bilinen termik santrallerden vazgeçilmesi geliyor. Buna mukabil termik santrallerin sebep olduğu bir başka konu daha var ki, bu yazının da derdi o!
Krom 6
Hiç bitmeyen elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak için kurulan kömürlü termik santrallerin işletilmesinin yol açtığı sorunlar aslında buzdağının tepesinden ibaret. Zira bilimsel araştırmalar kömürün yanmasının neticesinde arsenik, civa, kurşun maddelerinin açığa çıktığını ortaya koymuş durumda. Buna ilave, kömür külünün içindeki renksiz, kokusuz, tatsız bir metal olan Krom 6, diğer adıyla heksavalent krom(hexavalent chromium) da öldürücü bir madde olarak karşımıza çıkıyor. Maalesef Krom 6 içeren kömür küllerinin nehir ve göl kıyılarında kurulan suni havuzlara alınmasına bağlı olarak atık sularla beraber yer altı sularına karışması sözkonusu.
Kömür küllerinin nehir ve göl kenarlarına alınması , havuzlarda bekletilmesi için bazı yerlerde kömür külü arazi içinde açılan çukurlara boşaltılırken bazı yerlerde barajlar yapılıyor, ne var ki her iki ihtimalde de sızıntı olması mümkün. Kömür külü içeren bu atık suların yer altı suyuna dolayısıyla içme ve kullanım sularına karışıyor olması cinayet olarak nitelendirilebilirken bu işin sorumlusu olan şirket yöneticilerine göre kömür külünün krom 6 gibi toksik maddeden arındırılması çok zor ve maliyetli bir süreç olarak ifade ediliyor.
Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kayıhan Pala da krom 6’nın tehlikesine dikkat çekiyor. Yanma sonrası kömürün cinsine göre ortaya çıkan kömür külünün su dolu atık havuzlarına alınmasıyla oluşan Krom 6 radyoaktif bir madde ve canlı yaşamı dolayısıyla insan sağlığı açısından da çok önemli olumsuz sonuçlara yol açabiliyor. Nitekim bilimsel araştırmalar, Krom 6 maddesinin, yeraltı suyuna karışan kül suyu vasıtasıyla musluktan akarken sindirim yoluyla alındığında başta mide ve bağırsak kanseri olmak üzere karaciğer yetmezliğinin, kalp yetmezliğinin, hamilelerde düşüklerin, burun kanamalarının, kronik baş ağrılarının bir nedeni olabilirken, solunum yoluyla alındığında solunum bozukluklarına, DNA’ya yerleştiğinde ise organ hasarına yol açtığını gösteriyor. Bağışıklık sistemi yetişkinlerle göre daha zayıf olan bebekler, çocuklar ve yaşlılar için ise risk daha da fazla. Krom 6, endüstriyel kullanım alanı olan, tekstil ve metal sektörlerinde özelikle paslanmaz çelik, termik kesme, tekstil boyama işlerinde işçi sağlığı ve güvenliği açısından gözetilen bir madde. Makinelerin paslanmasını önlemek için de kullanılıyor.
ABD’de 31 eyaletin musluk suyundan hastalık akıyor!
Krom 6 zaiyatının en çok ses getirdiği yer ise ABD. Livescience’ın bir haberine göre , 50 eyaletten yaklaşık 200 milyon insan musluk suyuna Krom 6 kimyasalının karışması nedeniyle yıllardır hayati risk altında. Çevre Çalışma grubu olan (EWG), Çevre Koruma Ajansı(EPA)’nın ülke genelinde sudaki kirliliği gösteren raporlarını inceledi ve musluk suyunda 12 bin kanser vakasının nedeni olabilecek Krom 6’nın kömür külü suyunun yer altı sularına karışmasına bağlı olarak musluk suyunda bulunduğunu tespit etti.
Krom 6 tehdidi bilimsel olarak 2008 yılında Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün Ulusal Toksikoloji programı çerçevesinde yapılan araştırmayla ortaya kondu. Musluk suyunda tespit edilen krom 6’nın kaynağının kömürlü termik santrallerden gelen kömür külü suyu olduğunu ve bu durumun meydana gelen ölüm ve hastalıklarla bir ilgisi olduğu ispatlandı. 2010 yılında ise Çevre Çalışma Grubu (EWG) tarafından yayınlanan bir rapor ise, ABD’nin 35 eyaletinde testler gerçekleştirerek, 31 eyaletin musluk suyunda %89 oranında Krom 6 bulunduğunu gösterdi. Bu rapor aynı zamanda kömür külü atık havuzlarının bulunduğu yerler ile yeraltı suyunda krom 6(heksavalent krom) tespit edilen yerler arasında bir korelasyon olduğuna işaret ediyordu.
Araştırmalar Krom 6’ nın risk teşkil etmemesi için tespit edilmiş olan milyarda 100 parçacık (ppb) miktarın 0,02 ppb olması gerektiğini söylüyor. Ancak bu hedef, yakalanması çok zor ve maliyeti olması nedeniyle Kaliforniya Eyaleti’nde şimdilik hala risk nedeni sayılabilecek 10 ppb olarak tayin edilmiş durumda. EPA, en son Krom 6 maddesinin vücuda sindirim yoluyla alınması halinde kansere yol açabileceğini gösteren çalışmasını 2011 yılında tamamlayarak ve elde ettiği sonuçları yeni hedef standartlarını belirlemek için kullanacağını açıklamıştı ancak bu tarihten itibaren bir gelişme de olmadı.
Yunanistan, Bangladeş, Avustralya, Irak krom 6 maddesinin sağlık sorunlarına yolaçtığının anlaşıldığı ülkelerden bazıları. Fakat hiçbir olay ABD’deki kadar sansasyonel olmadı .Zira 1996 yılında ABD’nin Kaliforniya eyaletinde yerleşim yerinin hemen yakınındaki Pacific Gas&Electric (PG&E) Şirketi’ne ait kömür külü suyunun yer altı sularına ve oradan musluk suyuna karışmak suretiyle insanları mağdur ettiği, çeşitli ağır hastalıklara ve ölüme sevkettiği anlaşıldı. Musluk suyundaki Krom 6’ya maruz kalan 634 kişi onlarca yıl yukarıda bahsi geçen sağlık sorunlarıyla boğuşmak zorunda kaldığı için PG&E şirketinden şikayetçi olanlar bir de dava açtı .
ABD tarihinde ilk kez 333 milyon dolar tazminat !
Dava sonucu PG&E şirketinin ödemeye mahkum edildiği 333 milyon Dolar ise en yüksek tazminat tutarı olarak ABD tarihine geçti. Üstelik PG&E şirketi sağlıklarını bu davayı izleyen yıllarda benzer tutarda tazminatları da ödedi. Dava öylesine ses getirdi ki 2000 yılında başrolü Julia Roberts ın oynadığı Türkçe adıyla Tatlı Bela, orijinal adıyla Erin Brockovich filmi bu yaşanmış olayları, mücadeleyi yürüten Erin Brokovich’in adıyla beyaz perdeye taşıdı.
Türkiye’deki termik santrallerde krom 6 ihtimali…
Krom 6 Türkiye’de en yoğun olarak 2004 yılında Hatay’ın İskenderun Körfezi’nde batan 2 bin 200 ton atık yüküyle batan ‘MV Ulla’ adlı geminin batmasıyla gündeme gelmiş, sindirim, solunum ve cilde temas yollarıyla ciddi sağlık problemlerine yol açabileceği tartışılmıştı.
Dünya genelinde termik santrallerdeki kömür külünde bulunan Krom 6 maddesinin Türkiye’deki kömürlü termik santrallerde bulunmaması için ise maalesef bir neden yok. Dolayısıyla kömür küllerinin nerelerde toplandığı, kömür külü suyunun yer altı sularına karışıp karışmadığı canlı yaşamına etkisi de araştırılması gereken bir konu. Zira Enerji Atlası’nın rakamlarına göre Türkiye’de mevcut 38 kömürlü ve linyit yakıtlı termik santral faaliyette, 7 santral önlisans almış, 7 santral üretim lisansı almış durumdayken bir de 7 termik santralin daha yapılması planlanıyor.
Pınar Demircan
(Yeşil Gazete)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder